YAZMA ALIŞKANLIĞI

Yazmak bazıları için çok sıkıcı ve zor bir aktivite olarak görülürken nadir olarak bazı kişiler tarafından çok zevkli bulunabilir. Yazı yazma alışkanlığı elde edebilmek için öncelikle okuma alışkanlığı elde etmek gereklidir. Ülkemizde malesef okuma alışkanlığı çok düşük seviyede. Japonya’da 1 kişi yılda ortalama 6 kitap okurken Türkiye’de 1 kişi ortalama 6 yılda 1 kitap okuyormuş.

Aslında araştırmalarda insan beyninin spordan sonra en çok stres attıran aktivitesi kitap okumak olarak bulunurken neden bizim insanımız için stres kaynağı oluyor acaba?

Ben bunun nedenlerinden birinin sosyal olmaya fazla meyili olduğumuzdan kaynaklandığını düşünüyorum. Kitap okumak yalnız yapılan bir iş, insan sosyal bir varlık ve yalnız yapılan işlere çoğu kişi sıcak bakmıyor maalesef.

Ne tür yazılar yazmak istediğinize karar vermeniz gerekli. Ben gençlik yıllarımdan beri özellikle klasik romanları okumaktan çok keyif almışımdır. Fakat roman okumayı ne kadar sevsem de kendim roman yazmaya başlayınca roman yazmaktan hiç keyif almadığımı fark ettim. Roman yazabilen insanlara büyük saygım var ama ben maalesef o sabrı gösteremedim. Çok sıkılgan bir yapım olduğu için farklı farklı konular üzerine yazılar yazmaya başladım. İşin açıkçası bana zor görünen yoldan kaçıp benim için daha kolay olanı seçtim. Siz de ne tür yazılar yazmaktan hoşlandığınızı görmeniz için bir şekilde başlamanız gerekiyor.

Roman okumak vakit kaybı mıdır?

Bana göre hiçbir faaliyet vakit kaybı değildir. Oyun oynamak, film izlemek, maç izlemek nasıl vakit kaybı değilse roman okumak da vakit kaybı değildir. İnsan bir şeyden keyif alıyorsa çok da sorgulamamak gerekli bence. Önemli olan ona verdiği toplam zamanı dengeleyebilmek.

Kendi sıkıcı, monoton hayatlarımızdan çıkıp başka dünyalara yolculuk yapmak stresi azaltıcı bir aktivite. Roman okumak empati duygumuzu geliştirir, beynimizi çalıştırır.